Uzayın sınırı var mı?
- Selim ÇELİK
- Mesajlar: 47
- Kayıt: 24 Tem 2010, 23:47
- İlgi düzeyi: Kosmos Aşığı
- Konum: İstanbul / Beyoğlu
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
- İletişim:
Bahsettiğim "hiçlik" o işte.
--------------------------------------------------------
Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır.Bugün, yarına dünle beslenerek yol alır.
Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır.Bugün, yarına dünle beslenerek yol alır.
- Metehan İnaç
- Mesajlar: 63
- Kayıt: 14 Haz 2010, 21:15
- İlgi düzeyi: Merak
- Konum: Kayseri
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Evrenin sonu bile varsada olasılıkların bir sonu yok gibi
Aynen şey'e benzedi çok ilkelkabilelerin Denizden gelen gemileri göremedikleri gibi.
Çünkü onlara o kadar farklı geliyormuşki. Algılayamıyorlar sonradan onlara anlatıldığında görmeye başlıyorlar.
Birazda insan beyni ile alakalı diye düşünüyorum Parapsikoloji'yle ilgili gibi.
Tibet'li keşişler beyin güçleri ile Metabolizmalarını %67'ye kadar yavaşlatabiliyorlar.
Felan felan çok çeşitli şeyler var..
Hatta Bilmiyorum bilenler varmı ama İnsan vucudundaki titreşimleri artırarak zaman kavramını kaldırabilen bir sistem var.
Merkaba diye ne kadar doğru bilmiyorum ama Birçok Din'de bu kabul görmüş bişey.
Bunu her insanın yaptığını düşünün Zaman denen bir kavram kalmazdı ortada.
Ayrıca yine herşey beynimizde bitiyor Tüm algılarımız hepsi Beynimize elektrik sinyalleri yolluyor.
Beynimiz birçok şeyi farklı algılıyor. Yani bir insan evrenin sonuna gitse bile acaba Orayı doğru biçimde algılayabilecekmi
Bunlarda benim düşüncelerim


Aynen şey'e benzedi çok ilkelkabilelerin Denizden gelen gemileri göremedikleri gibi.
Çünkü onlara o kadar farklı geliyormuşki. Algılayamıyorlar sonradan onlara anlatıldığında görmeye başlıyorlar.
Birazda insan beyni ile alakalı diye düşünüyorum Parapsikoloji'yle ilgili gibi.
Tibet'li keşişler beyin güçleri ile Metabolizmalarını %67'ye kadar yavaşlatabiliyorlar.
Felan felan çok çeşitli şeyler var..
Hatta Bilmiyorum bilenler varmı ama İnsan vucudundaki titreşimleri artırarak zaman kavramını kaldırabilen bir sistem var.
Merkaba diye ne kadar doğru bilmiyorum ama Birçok Din'de bu kabul görmüş bişey.
Bunu her insanın yaptığını düşünün Zaman denen bir kavram kalmazdı ortada.
Ayrıca yine herşey beynimizde bitiyor Tüm algılarımız hepsi Beynimize elektrik sinyalleri yolluyor.
Beynimiz birçok şeyi farklı algılıyor. Yani bir insan evrenin sonuna gitse bile acaba Orayı doğru biçimde algılayabilecekmi

Bunlarda benim düşüncelerim


- Cihan Tekin
- Mesajlar: 12
- Kayıt: 06 Ağu 2008, 17:50
- İlgi düzeyi: Merak
- Konum: Mersin
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Dostum kusura bakma gecikmeli oldu biraz. Doğrudur genişliyor; bu da sınırı olduğunu gösterir. İnsanoğlu uzayın ya da evrenin kesinlikle sınırı yok diyemez; en fazla bununla ilgili teori üretebilir ve teoriler pratikte doğru olmayabilir. Ama kesinlikle sınırlı da demek yanlış olur çünkü bir şeyin sınırını bilmek için o sınırın dışına çıkmak ya da o sınıra ulaşmak gerekir. Henüz uzayla ilgili böyle bir başarı yok. Bu yüzden söylenmesi gereken böyle bir bilgiye henüz ulaşamamış olmamızdır.İsmet Karakan yazdı:diyorsun cihan abi ama eğer uzay sınırlıysa ondan sonra ne var sorusu karşımıza çıkar.Cihan Tekin yazdı:Bence de uzayın sınırları vardır; herşeyin bir sınırı olduğu gibi. Black&White2 diye bir bilgisayar oyunun giriş vidyosunda ilgimi çeken buna benzer bir görüntü vardı. Oyunda sözde tanrı oluyorsunuz ve dünyaya gidiyorsunuz. Dünyaya giderkenki görüntü şöyleydi: Gökyüzü gibi bir ortamda uzay kadar siyah bulutlar vardı. Sonra bu bulutların birinin içinde güneş sistemine benze değişik sistemlerden geçip Dünya ya gidiyordu sözde tanrı. O vidyodan sonra neden olmasın ki dedim kendi kendime. Düşününce mantıklı geliyor.
eğer sınırı yoksa neden genişliyor.zaten sınırı yokki.ama genişlediğinden bütün bilim insanları emin.
Saygılarımla
Satellites and astronauts tell me there are greater things ahead...
- Merve__Yıldırım
- Mesajlar: 133
- Kayıt: 24 Tem 2010, 10:35
- İlgi düzeyi: Amatör gökbilimci
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Belki de balon kadar sınırlıdır
Sanki bir yerde "büyük çatırtı" diye bir şeyden bahsedildiğini duymuştum.Bu da evrenin genişleyip genişleyip sonunda -bir nevi- yırtılmasından ibaretti...[/quote]
evreni madde gibi bir şeye benzetmişsiniz
bütün fikirlere saygı duyarım ama bence belirli bir yere kadar genişeyip yine dağılacak bunu göremeyebiliriz (o zamana kadar belki kıyamet kopar
.)ama şu da var ki gezegenin birisi bile güneşten yeterince uzaklaşınca çekim etkisinden kurtulacak ve uzayda sürüklenecek gidecek (başka yıldızların çekimine girmez ise )ben evreni de böyle düşünüyorum bilmem anlatabildim mi?
Ögetay Kayalı'nın da bir yerde söylediği şeye de katılmış oluyorum(2. sayfadaydı sanırsam)

Sanki bir yerde "büyük çatırtı" diye bir şeyden bahsedildiğini duymuştum.Bu da evrenin genişleyip genişleyip sonunda -bir nevi- yırtılmasından ibaretti...[/quote]
evreni madde gibi bir şeye benzetmişsiniz


Ögetay Kayalı'nın da bir yerde söylediği şeye de katılmış oluyorum(2. sayfadaydı sanırsam)
- arda guler
- Mesajlar: 277
- Kayıt: 04 Ağu 2010, 20:27
- İlgi düzeyi: amatör
- Konum: Ankara/Keçiören
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Evet evren böyle ama evrenin sonu çok farklı teorilere bağlı olabilir.
~~~~~~~~~~~~
Makroptik teleskop
Aynalı Güneş ve Ay Filitresi 3x barlow 3 adet oküler
uzaybilimleri.turkproforum.com
Makroptik teleskop
Aynalı Güneş ve Ay Filitresi 3x barlow 3 adet oküler
uzaybilimleri.turkproforum.com
-
- Mesajlar: 23
- Kayıt: 02 May 2008, 19:31
- İlgi düzeyi: Amatör Gökbilimci
- Konum: istanbul
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Bir şeyin başlangıcı varsa sonu da olması gerekir.Yani eğer biz Big Bang'in varlığını kabul ediyorsak evrenin bir sonunun da olduğunu kabul etmeliyiz.
- arda guler
- Mesajlar: 277
- Kayıt: 04 Ağu 2010, 20:27
- İlgi düzeyi: amatör
- Konum: Ankara/Keçiören
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Evet ama evrenin sonu dediğimiz şey olacaktır. Ama o günlerde yaşamak istemem tabii ki
~~~~~~~~~~~~
Makroptik teleskop
Aynalı Güneş ve Ay Filitresi 3x barlow 3 adet oküler
uzaybilimleri.turkproforum.com
Makroptik teleskop
Aynalı Güneş ve Ay Filitresi 3x barlow 3 adet oküler
uzaybilimleri.turkproforum.com
-
- Mesajlar: 10
- Kayıt: 04 Mar 2009, 16:02
- İlgi düzeyi: Merak.
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Zamanında yapacak başka bir şey bulamamaktan ötürü oturup günlerce bununla ilgili düşünüp düşüncelerimin evrim geçirmesine zorla neden oldum.Çoğu görüşüm,inançlarım değişti.Şimdi oturup teorimi anlatıp konuyu saptırmak istemiyorum.
Konuya dönersek,"hiçlik" ve "sonsuzluk" kavramlarını felsefi olarak ele alıp herkesin kendine göre çıkarımlar yapabileceği bir soru soruluyor.Bir çok farklı görüş ortaya çıkabilir "sınır" konusunda.Uzayın sürekli genişlediği söyleniyor.Ancak bu genişlemeyi nasıl anlamalıyız?Bir madde gibi mi düşünmeliyiz?Eğer bir madde olarak alacaksak bu mürekkep şişesinin tamamen masaya boşalması ve zamanla yayılması gibi midir,yoksa bu yayılma olurken bir yandan yeni mürekkep damlatmak gibi midir?Eğer başka bir maddenin eklenmesiyle büyüyorsa bu madde nedir?nereden gelir,neden gelir,nasıl gelir?
Eğer uzayı bir madde olarak almazsak madde olmayan bir şeyin maddeye özgü bir eylemi gerçekleştirmesi normal midir?Karanlık olarak tabir ettiğimiz şey neden pembe değil de siyahtır?Eğer karanlık bir ortamda etrafımızı göremiyor ve bunu siyah ile tanımlıyorsak bence pekala pembe renkle de karanlık oluşturulabilir.
Peki uzayın sınırının dışında ne vardır?
Bu soru yine çok farklı görüşlerin ortaya çıkabileceği bir sorudur.Yine masaya dökülen mürekkepten yola çıkarsak bizden bir üst katmana bizim evrenimizi yapanların olduğunu düşünebiliriz.Hatta paradoksal bir yaklaşımla benim teorime ulaşabilirsiniz.Ancak eğer uzayın dışında bir şey yoksa bunu düşünürken "hiçlik" ve "karanlık" ayrımını iyi yapmalıyız.Hiçlik denince çoğu kişinin aklına gelen siyahtır.Bu karanlığı temsil eder.Ya da pembeyi.Uzayın pembe renkli bir balonun içi olmadığını kanıtlayamayacağınız gibi olduğunu da kanıtlayamam.Dolayısıyla sorunun cevabını da tam olarak veremeyiz.Ama illa bir cevap istiyorsanız,uzayın sınırı pembe naylondur.
Konuya dönersek,"hiçlik" ve "sonsuzluk" kavramlarını felsefi olarak ele alıp herkesin kendine göre çıkarımlar yapabileceği bir soru soruluyor.Bir çok farklı görüş ortaya çıkabilir "sınır" konusunda.Uzayın sürekli genişlediği söyleniyor.Ancak bu genişlemeyi nasıl anlamalıyız?Bir madde gibi mi düşünmeliyiz?Eğer bir madde olarak alacaksak bu mürekkep şişesinin tamamen masaya boşalması ve zamanla yayılması gibi midir,yoksa bu yayılma olurken bir yandan yeni mürekkep damlatmak gibi midir?Eğer başka bir maddenin eklenmesiyle büyüyorsa bu madde nedir?nereden gelir,neden gelir,nasıl gelir?
Eğer uzayı bir madde olarak almazsak madde olmayan bir şeyin maddeye özgü bir eylemi gerçekleştirmesi normal midir?Karanlık olarak tabir ettiğimiz şey neden pembe değil de siyahtır?Eğer karanlık bir ortamda etrafımızı göremiyor ve bunu siyah ile tanımlıyorsak bence pekala pembe renkle de karanlık oluşturulabilir.
Peki uzayın sınırının dışında ne vardır?
Bu soru yine çok farklı görüşlerin ortaya çıkabileceği bir sorudur.Yine masaya dökülen mürekkepten yola çıkarsak bizden bir üst katmana bizim evrenimizi yapanların olduğunu düşünebiliriz.Hatta paradoksal bir yaklaşımla benim teorime ulaşabilirsiniz.Ancak eğer uzayın dışında bir şey yoksa bunu düşünürken "hiçlik" ve "karanlık" ayrımını iyi yapmalıyız.Hiçlik denince çoğu kişinin aklına gelen siyahtır.Bu karanlığı temsil eder.Ya da pembeyi.Uzayın pembe renkli bir balonun içi olmadığını kanıtlayamayacağınız gibi olduğunu da kanıtlayamam.Dolayısıyla sorunun cevabını da tam olarak veremeyiz.Ama illa bir cevap istiyorsanız,uzayın sınırı pembe naylondur.
yokluğu hayal etmek gerçekten zor ama yokluk mutlak varlıktır.var ve yok aynıdır aslında.
- Merve__Yıldırım
- Mesajlar: 133
- Kayıt: 24 Tem 2010, 10:35
- İlgi düzeyi: Amatör gökbilimci
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Arda ya katılıyorum. gökadalar hareket ediyor. peki bu hareket etmelerinin sebebi ne?arda guler yazdı: kalemin mürekkebi dünya. kalem yıldız sitemi, kutu galaksi, koli evren koliyi kim taşıyor![]()
ne tür bir enerji(?) ile hareket ediyorlar fizikte bir açıklaması vardır umarım

- Utku Gürçağ BORATAÇ
- Mesajlar: 250
- Kayıt: 12 Mar 2009, 21:39
- İlgi düzeyi: Amatör Gökbilimci
- Konum: Maslak/İstanbul
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Konuyla ilgili bilimin verdiği cevabı basit bir anlamda sizlerle paylaşmak istiyorum. Evrenin sınırı şu an benim oturduğum ve bu yazıyı yazdığım nokta. Evet şaka yapmıyorum, çünkü günümüzde bilimin Evren anlayışına göre evrenin bir merkezi veya sonu yok yani her yer aynı zamanda merkezi ve sonu. Evrenin bir balonun yüzeyi gibi algılandığı betimlemeyi sanırım bir kaç arkadaş yapmış bunun yanında Evreni yuvarlak bir pistede benzetebilirsiniz algıda kolaylık olması açısından. Yuvarlak bir pistin başı veya sonu olmadığı gibi şeklinde algılanabilir. Son olarak bu pistin dışı veya evrendeki en uzak madde ve ışığın sonrasıda yoktur.! Yani bir boşluk veya hiçlik değildir. Çünkü zaman ve mekan yani bütün boyutlar evren ile vardır dolayısıyla evrenin dışı diye bir kavram yoktur. Bunu algılamak zor olabilir bu yüzden bir çok kişi bunu içten içe reddeder ve kendi bilincinde bir evrenin dışı canlandırır ama Fizik bu konuda kesindir. Big bangden öncesi olmadığı gibi evrenden sonrasıda yoktur!
Hepimiz çamurun içindeyiz, ama içimizden bazıları o çamurun içindeyken bile gökteki yıldızlara bakar! /OSCAR WİLDE (1854-1900)
-
- Mesajlar: 7
- Kayıt: 22 Haz 2011, 00:09
- İlgi düzeyi: Hobi
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Uzay'ın bir sınırı vardır. Baslangic noktasından bu yana genisleyen uzay icin kimsenin sınırı yoktur dememesi gerekir. Soz konusu ne olursa olsun bir baslagici olan herseyin uc noktası mevcuttur fakat bir sonsuzluktan bahsedecek olursak , bunu sonunun nereye varacağını bilmediğimiz genişleme için kullanmamiz gerekir. Uzay her saniye hatta her sanise büyük bir hızla genişlemektedir. Ve bu hız her gecen sanise daha da artmaktadir. Yapılan her araştırma hızın her sanise arttığını ispatlamıştır.
Evrenin yok oluşu hakkında 2 türlü teori ortaya atilmistir. Bunlardan ilki ;
* Sönük bir balon düşünün; sönük durumdayken üzerine koymuş olduğunuz noktalar birbirine çok yakındır. Balono şişirmeye başladığınız zaman noktalar birbirinden uzaklaşmaya başlayacaktır. Öyleki bu uzaklaşma yıldızları , gezegenler , galaksileri kısacası herşeyi birbirinden uzaklaştırmaya başlayacak. Belirli bir noktadan sonra uzay tamamen karanlığa kaplanacak sonsuzluk içerinde tek başımıza yol alacağız.
İkinci Teori ise ;
* Sürekli genişlemekte olan evren , belirli bir noktadan sonra kendi ağırlığını taşıyamaz hale gelecek ve Büyükçöküş başlayacak.Nasıl ki kütlesi büyük yıldızlar bir süre sonra patlayıp kendi içine çöküyorsa evrende kendi içine çökecek ve başlangıç noktasına geri dönecek.
Bana ikinci teori daha mantıklı geliyor.
Evrenin yok oluşu hakkında 2 türlü teori ortaya atilmistir. Bunlardan ilki ;
* Sönük bir balon düşünün; sönük durumdayken üzerine koymuş olduğunuz noktalar birbirine çok yakındır. Balono şişirmeye başladığınız zaman noktalar birbirinden uzaklaşmaya başlayacaktır. Öyleki bu uzaklaşma yıldızları , gezegenler , galaksileri kısacası herşeyi birbirinden uzaklaştırmaya başlayacak. Belirli bir noktadan sonra uzay tamamen karanlığa kaplanacak sonsuzluk içerinde tek başımıza yol alacağız.
İkinci Teori ise ;
* Sürekli genişlemekte olan evren , belirli bir noktadan sonra kendi ağırlığını taşıyamaz hale gelecek ve Büyükçöküş başlayacak.Nasıl ki kütlesi büyük yıldızlar bir süre sonra patlayıp kendi içine çöküyorsa evrende kendi içine çökecek ve başlangıç noktasına geri dönecek.
Bana ikinci teori daha mantıklı geliyor.
- Onur Atılgan
- Forum Genel Yetkilisi
- Mesajlar: 5421
- Kayıt: 13 May 2008, 15:04
- İlgi düzeyi: Hobi
- Konum: Balıkesir
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Nerdeyse newton fiziği kadar eski olan bu tip görüşlerin modern kozmolojide pek bir anlamı kalmadığını belirtip kaçmak isterim. Ayrıca şu da var ki, yazılan şeyler hep "bence şöyle olur" gibi bencesi olmaması gereken düzeyde ele alınıp geçiliyor. Tüm genç arkadaşlara şunu söyleyeyim ki bunca yıldır astronomiyle ve astrofizikle ilgileniyorum, ben hala bu başlığa oturup detaylı bir yazı yazmaya çekiniyorum. Açık evren, kapalı evren, düz evren gibi modelleri kendim anlamaya ve çıktığı noktaları anlamlandırmaya çalışırken burda çok basit ve yüzeysel yazılar görmek pek hoşuma gitmiyor.Uzay'ın bir sınırı vardır. Baslangic noktasından bu yana genisleyen uzay icin kimsenin sınırı yoktur dememesi gerekir. Soz konusu ne olursa olsun bir baslagici olan herseyin uc noktası mevcuttur
Evrenin kendi kütlesine dayanamayıp çökeceği fikri eskiden konuşulurdu, iyi de olurdu, ama bu bence şu daha mantıklı denilebilecek bir konu değil, çünkü böyle diyen birine "ölçtün mü kütlesini ki biri diğerinden daha mantıklı geliyor?" diye sorasım geliyor.
Okuyun arkadaşlar, karanlık enerjiyi okuyun, evrenin genişleme hızının artışını okuyun. Bencesi, sencesi kalmadı artık bu konuların.
-
- Mesajlar: 7
- Kayıt: 22 Haz 2011, 00:09
- İlgi düzeyi: Hobi
- Teşekkür etti: 0
- Teşekkür edildi: 0
Onur Atılgan yazdı:Nerdeyse newton fiziği kadar eski olan bu tip görüşlerin modern kozmolojide pek bir anlamı kalmadığını belirtip kaçmak isterim. Ayrıca şu da var ki, yazılan şeyler hep "bence şöyle olur" gibi bencesi olmaması gereken düzeyde ele alınıp geçiliyor. Tüm genç arkadaşlara şunu söyleyeyim ki bunca yıldır astronomiyle ve astrofizikle ilgileniyorum, ben hala bu başlığa oturup detaylı bir yazı yazmaya çekiniyorum. Açık evren, kapalı evren, düz evren gibi modelleri kendim anlamaya ve çıktığı noktaları anlamlandırmaya çalışırken burda çok basit ve yüzeysel yazılar görmek pek hoşuma gitmiyor.Uzay'ın bir sınırı vardır. Baslangic noktasından bu yana genisleyen uzay icin kimsenin sınırı yoktur dememesi gerekir. Soz konusu ne olursa olsun bir baslagici olan herseyin uc noktası mevcuttur
Evrenin kendi kütlesine dayanamayıp çökeceği fikri eskiden konuşulurdu, iyi de olurdu, ama bu bence şu daha mantıklı denilebilecek bir konu değil, çünkü böyle diyen birine "ölçtün mü kütlesini ki biri diğerinden daha mantıklı geliyor?" diye sorasım geliyor.
Okuyun arkadaşlar, karanlık enerjiyi okuyun, evrenin genişleme hızının artışını okuyun. Bencesi, sencesi kalmadı artık bu konuların.
Bu üslubu size yakıştıramadım. Bazı konularda eksik olabilirz ya da yanlış biliyor olabiliriz. Bilmediğimiz şeyleri ; onur kırarak , şevk kaçırarak anlatmanız ya da yorum yapmanız beni üzdü. Saygılarımla.
Kimler çevrimiçi
Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 41 misafir